Av. Arb. Utku ARSLAN
·
0 545 685 59 39
·
av.utkuarslan@gmail.com
Bize Ulaşın

Görevden Uzaklaştırılan Memurun Maaşından Kesinti Yapılması ve Göreve İade Sonrası Yasal Faiziyle İade Edilmesi

DANIŞTAY İ

kinci Daire 

Esas No: 2016/15656 

Karar No: 2019/1227 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

 

Karar veren Danıştay İkinci Dairesi’nce; Danıştay Onikinci Dairesi’nin 30/09/2016 günlü, E:2016/9646, K.2016/4421 sayılı gönderme kararı ile Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü: 

 

İNCELEME VE GEREKÇE: 

 

Maddi Olay: 

Davacının, Emniyet Genel Müdürlüğü, Koruma Dairesi Başkanlığı emrinde 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapmakta iken hakkında, uyuşturucu ticaretinden gözaltına alınanlar arasında yer alan … isimli kişi ile ilişkisi bulunduğu iddialarının araştırılması için 16/09/2009 tarihli makam oluru verilmiştir. Davacı bu kapsamda, 657 sayılı Yasa’nın 137. ve 138. maddeleri uyarınca 02/11/2009 tarihli işlemle görevinden uzaklaştırılmıştır. 03/10/2010 günlü, 441 sayılı işlemle görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılması üzerine 14/10/2010 tarihi itibarıyla görevine başlamıştır. Davacı, 22/06/2015 günlü dilekçesiyle, görevden uzaklaştırma tedbiri nedeniyle, maaşından eksik ödenen (1/3) oranındaki tutarlar toplamının yasal faiziyle birlikte iadesini talep etmiş, bunun üzerine davalı idarece, davacının maaş hesabına 14/07/2015 ve 27/08/2015 tarihlerinde, iki taksit halinde, uzaklaştırma nedeniyle maaşından kesilen (1/3) oranındaki maaş kesinti tutarları ödenmiş, ancak davacının faiz istemi karşılanmamıştır. Dava konusu uyuşmazlık da, davacının faiz isteminin zımnen reddine ilişkin işlemden kaynaklanmaktadır. 

 

İLGİLİ MEVZUAT: 

 

Anayasa’nın “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35. maddesinde “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü; “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesi, son fıkrasında ise, …İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü mevcuttur.

 

Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 140. maddesinde, “Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138’inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler.” hükmüne; 141. maddesinde, “Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143’üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.” hükmüne; 143. maddesinde de, “Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce:..b) Yargılamanın men’ine veya beraatine karar verilenler; … Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.” hükmüne yer verilmiştir. 

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

 

Yukarıda metnine yer verilen Anayasa’nın “Mülkiyet Hakkı” başlıklı 35. maddesinde, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği öngörülmüştür. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa’ya uygun olabilmesi için; Kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir. Ölçülülük ilkesi gereği kişilerin mülkiyet hakkının sınırlandırılması halinde elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin kurulması gerekir. Bu adil denge, davacının şahsi olarak aşırı bir yüke katlandığının tespit edilmesi durumunda bozulmuş olacaktır. 

 

Buna göre kamu makamlarının para borçlarını makul olmayan bir gecikme ile ödedikleri durumlarda para alacağında meydana gelen değer aşınmalarının davacılar üzerinde şahsi olarak aşırı bir yük oluşturması halinde müdahale ölçülü olmadığından, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini kabul etmek gerekmektedir. 

 

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde alamadığı, ancak beraat etmesi sebebiyle 657 sayılı Kanun’un 141. maddesi uyarınca kendisine ödenen (1/3) oranındaki kesinti tutarlarının, davacıya statüsü gereği ödendiği ve Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkı kapsamında olduğu ve bu kapsamda maaş ödemelerine yapılan haksız bir müdahalenin mülkiyet hakkına yapılan müdahale olarak değerlendirilmesi gerekeceği açıktır. 

 

Söz konusu idari ve yargısal sürece bir bütün olarak bakıldığında, hakkındaki soruşturma nedeniyle 2009 Ekim – 2010 Ekim döneminde (12) ay süreyle görevinden uzaklaştırılan davacının, mülkiyet hakkı kapsamında olan maaşından, (1/3) üçte bir oranında kesinti yapıldığı ve söz konusu bu kesintilerin ancak 2015 Temmuz ve Ağustos aylarında kendisine iade edilebildiği, beraat kararı neticesinde haklı bir gerekçesi ortaya konulamayan ödemelerdeki bu gecikmenin de, belirtilen sürelerin uzunluğu dikkate alındığında makul görülemeyeceği sonucuna varılmıştır. 

 

Bu itibarla; davacının maaşından yapılan (1/3) oranındaki kesintilerin yapıldığı tarih ile (2009/Ekim ila 2010/Ekim arasındaki 12 aylık dönem itibarıyla) davacıya ödemenin yapıldığı, (2015/Temmuz – 2015/Ağustos -iki eşit taksit olarak-) tarihler arasındaki döneme ilişkin olarak davacının, yoksun kaldığı yasal faiz tutarlarının (her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanacak faiz miktarının) davacıya ödemesi gerekirken; davacının faiz talebinin zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle; dava konusu edilen işleme yönelik olarak, yukarıda açıklanan gerekçe ile iptal hükmü kurulması gerekirken, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. 

 

KARAR SONUCU:

 

Açıklanan nedenlerle; Davacının temyiz isteminin kabulüne, Ankara 12. İdare Mahkemesi’nce verilen 17/06/2016 günlü, E:2015/2524, K2016/2197 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesi, l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, Aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Benzer Yazılar

Yorum Yaz

error: Bu içerik koruma altındadır.
WeCreativez WhatsApp Support
Bilgilendirme: Avukatımız tarafından hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi durumunda, yapılan görüşmeler Avukatlık Kanununun 164. maddesi gereği danışmanlık ücretine tabidir.
👋 Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?