T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2018/4690
K. 2019/1220
• KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
• MEŞRU MÜDAFAA
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde, kovalamayla başlayan olayın başından sonuna kadar maktul ve mağdurlara yönelik fiiller üzerinde hakimiyet kurmak suretiyle eyleme katıldıkları, bu durumda silahın veya bıçağın hangi sanıkta olduğunun önemi bulunmadığı, sanıkların TCK’nin 37/1 maddesi kapsamında müşterek fail olarak maktul ve mağdurlara yönelik eylemlerden sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden, asıl failin belirlenemediğinden bahisle tüm sanıkların TCK’nin 39. maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla cezalandırılmaları suretiyle eksik cezalar tayini, hatalıdır.
Sanıkların maktul ve mağdurlara yönelik eylemler sırasında tabanca ile yapılan atışlar neticesinde mağdurlardan birini sağ kol dirsek seviyesinden ve sağ bacak diz altından basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde, diğer mağduru ise sol bacaktan popliteal arter kesisine ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakla, ayrıca sol bacak üst dış yandan tabanca ile boyunda yüzeyel kesiye neden olacak şekilde yaraladıkları anlaşılan olayda, aralarındaki husumetin niteliği, olayda kullanılan el verişli silahlar, hedef alınan vücut bölgeleri, aynı olayda kardeşleri olan maktulün aynı nedenlerle öldürülmüş olması nazara alındığında, sanıkların maktul ve mağdurlara yönelik bölünmesi mümkün olmayan, eylemleri ile ortaya çıkan kastlarının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle sanıkların meydana gelen zarar ve tehlikelerin ağırlığı nazara alınıp, TCK’nin 35. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak makul seviyelerde cezalar belirlenmesi suretiyle, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılmaları gerekirken, suç vasfında yanılgı ile kasten yaralama suçlarından hükümler kurulması, isabetsizdir.
Sanıklardan birinin aynı olayda öldürülen maktul kardeşine yönelik kasten öldürme, kendisi ve diğer kardeşine yönelik kasten öldürmeye teşebbüs niteliğindeki saldırılara karşı, hal ve şartlara göre saldırıyla orantılı biçimde mağdurları kasten yaralama eylemlerinin TCK’nin 25. maddesi kapsamında meşru müdafaa koşulları altında gerçekleştirdiği gözetilerek beraatine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi, doğru değildir.
KARAR :
1- ) Maktul …’in eşi olan … ve annesi olan…’in katılma mahiyetindeki talepleri karara bağlanmadığından CMK’nin 237/2. maddesi uyarınca kasten öldürme suçlarından açılan kamu davalarına katılan olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.
2- ) a )- Sanıklar … ve …’nun haklarında verilen beraat kararlarını temyiz etmede hukuki yararları bulunmadığından sanıklar müdafiinin gerekçeye yönelik olmayan temyiz taleplerinin,
b- )- Katılanlar … vekilinin kasten öldürme suçundan kurulan hükümler dışında kalan hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmadığından diğer hükümlere yönelik temyiz taleplerinin,
CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
3- ) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar … ve …’nun maktul …’e yönelik kasten öldürme, mağdurlar … ve …’e yönelik eylemleri, sanık …’in zincirleme şekilde nitelikli tehdit, sanık …’in mağdurlar … ve …’ya yönelik kasten yaralama suçlarınıın sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde kasten öldürme suçlarının niteliği tayin, haksız tahrike ve takdire ilişen cezaları azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar … ve … hakkında kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarında elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösetirilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiinin sübuta, katılanlar vekilinin sübuta ve vasfa, beraat kararlarının hatalı olduğuna Cumhuriyet savcısının beraat kararlarının yerinde olmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
A- )- Sanık … hakkında zincirleme şekilde silahla tehdit, suçundan kurulan mahkumiyet, sanıklar, … ve … hakkında kasten öldürme, mağdurlar … ve …’i kasten yaralama suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B- )- Sanıklar … ve … hakkında kasten öldürmeye ve kasten yaralamaya yardım suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
a- )-Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, aralarında önceye dayalı husumet bulunan sanıkların bulundukları kahvenin önüne gelen mağdurlardan …’in tehdit amaçlı olarak tabancayla ateş etmesi üzerine, sanıkların maktul ve mağdurlar … ve …’i kovaladıkları, maktul ve mağdurların kaçtığı otoparkta sıkıştırdıkları, maktulün aldığı 7 bıçak darbesi ile öldürüldüğü, … ve …’in sanıklardan biri tarafından tabanca ile yaralandıkları, çelişkili beyanlar nedeniyle hangi sanığın hangi silahla kimi vurduğu yönünde tespitlere ulaşılamadığı anlaşılan olayda; sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde, kovalamayla başlayan olayın başından sonuna kadar maktul ve mağdurlara yönelik fiiller üzerinde hakimiyet kurmak suretiyle eyleme katıldıkları, bu durumda silahın veya bıçağın hangi sanıkta olduğunun önemi bulunmadığı, sanıkların TCK’nin 37/1 maddesi kapsamında müşterek fail olarak maktul ve mağdurlara yönelik eylemlerden sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden, asıl failin belirlenemediğinden bahisle tüm sanıkların TCK’nin 39. maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla cezalandırılmaları suretiyle eksik cezalar tayini,
b- )- Sanıkların maktul ve mağdurlara yönelik eylemler sırasında tabanca ile yapılan atışlar neticesinde mağdur …’i sağ kol dirsek seviyesinden ve sağ bacak diz altından basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde, mağdur …’i ise sol bacaktan popliteal arter kesisine ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakla, ayrıca sol bacak üst dış yandan tabanca ile boyunda yüzeyel kesiye neden olacak şekilde yaraladıkları anlaşılan olayda, aralarındaki husumetin niteliği, olayda kullanılan el verişli silahlar, hedef alınan vücut bölgeleri, aynı olayda kardeşleri olan maktulün aynı nedenlerle öldürülmüş olması nazara alındığında, sanıkların maktul ve mağdurlara yönelik bölünmesi mümkün olmayan, eylemleri ile ortaya çıkan kastlarının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle sanıkların meydana gelen zarar ve tehlikelerin ağırlığı nazara alınıp, TCK’nin 35. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak makul seviyelerde cezalar belirlenmesi suretiyle, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılmaları gerekirken, suç vasfında yanılgı ile kasten yaralama suçlarından hükümler kurulması,
C- )- Sanık … hakkında mağdurlar … ve …’ya yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığın aynı olayda öldürülen maktul kardeşi …’e yönelik kasten öldürme, kendisi ve diğer kardeşi…’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs niteliğindeki saldırılara karşı, hal ve şartlara göre saldırıyla orantılı biçimde mağdurları kasten yaralama eylemlerinin TCK’nin 25. maddesi kapsamında meşru müdafaa koşulları altında gerçekleştirdiği gözetilerek beraatine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
SONUÇ :
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafii, katılanlar vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 27.02.2019 günü oybirliği ile karar verildi.