T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/4024
K. 2019/2267
T. 4.4.2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR :
Davacı vekili, davalı aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını ve zamanaşımına uğradığını, ödeme emrini müvekkilinin 28/02/2011 tarihinde öğrendiğini ve itiraz süresinin bu tarihten itibaren işleyeceğini, davacı tarafın yeni bir ödeme emri göndermeden açmış olduğu itirazın iptali davasının kanun ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çeklerin hükmünü zamanaşımı nedeniyle yitirdiğini, ayrıca müvekkili ile davacı arasında temel bir borç ilişkisinin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, icra takibine itirazın 02/03/2011 tarihinde yapıldığı, itirazın iptali davasının ise 22/05/2013 tarihinde açıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği yönündeki icra hukuk mahkemesine yapılan şikayetin yerinde görüldüğü ve ödeme emrinin borçluya 28/02/2011 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği ve borçlu tarafından bu tarih esas alındığında itirazın süresinde yapıldığı, ancak itirazın iptali davasının bir yıllık yasal süre içerisinde açılmadığı, Bakırköy 2 İcra Müdürlüğü’nün 2010/23721 Esas sayılı dosyasında 01/04/2011 tarihi itibariyle işlem yaptığı talepte bulunduğu, bu tarih itibariyle mevcut itirazın öğrenildiği, kaldı ki daha önce borçlu talebiyle yapılan hacizlerin de fekkine karar verildiği, ayrıca 01/04/2011 tarihi itibariyle alacaklı vekilinin talebiyle dosya kapak hesabının yaptırıldığı ve her durumda takibe itirazın 01/04/2011 tarihi itibariyle alacaklı tarafça öğrenildiğinin kabulü gerektiği, buna göre davanın İİK 67 maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş olup Dairemizin 12.06.2014 tarih 2014/8080 E.2014/10983 K. sayılı ilamı ile “İİK.nun 67/1.maddesi “Takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat sureti ile itirazın iptalini dava edebilir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi madde, itirazın tebliğinden bahsetmektedir. Somut olayda, davalının itirazının davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca İİK.nun 67/1.maddesindeki bir yıllık sürenin başlamadığı düşünülmeden mahkemece aksi düşüncelerle, davacı vekilinin icra dosyasında yaptığı işlem nedeni ile itirazı bu surette öğrendiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalının dava konusu çeklerin hatır çeki olarak verildiğini beyan ettiği, çeklerin hatır çeki olarak verildiği hususunun davalı borçlu tarafından ispatlanması gerektiği, davalı borçlunun bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, davacı tarafından icra takibe konu edilen 5 adet çek bedeli olan toplam 34.614,00TL alacağının mevcut olduğu, iş bu çeklere mahsuben icra takibinden önce 21.05.2009 tarihinde makbuz karşılığında davacı tarafa 11.500,00TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin mahsubundan sonra davacı tarafın ödenmeyen alacağının 23.114,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava zamanaşımına uğramış çeklerden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinde taraflar arasında temel ilişkininin bulunması halinde senetler yazılı delil başlangıcı teşkil edeceğinden davacı davasını tanık dahil her tür delil ile ispatlama imkanına sahiptir. Davalının dava konusu çeklerin hatıra binaen verildiği savunması ispat yükünü değiştirmez. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde taraf delilleri toplanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının sair delilleri toplanmadan alacağın varlığının sübutu için sadece zamanaşımına uğramış çeklerin yeterli görülmesi ve ispat yükü tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.