Av. Arb. Utku ARSLAN
·
0 545 685 59 39
·
av.utkuarslan@gmail.com
Bize Ulaşın
Etkin Pişmanlık

Hukuk düzenimiz de devlet, işlenen suçtan mağdur olan bir kişinin uğramış olduğu zararın tazminini kamusal bir görev olarak üstlenmemiştir. Her ne kadar işlenen suç neticesinde oluşan zararın borçlar hukuku çerçevesinde tazmini mümkünse de tazmin amaçlı açılan hukuk davaları uzun sürdüğü gibi uzun yargılama sürecinden sonra tahsili imkânsız bir mahkeme ilamı ile zarar gören kişi daha da fazla mağdur hale gelebilmektedir.

Türk Ceza Kanunu, mağdurun uğramış olduğu zararın fail tarafından tazmini veya iadesi halinde, kanunda belirtilen cezalarda belirli oranlarda indirim yaparak, mağdurun hukuk davası açmasına gerek kalmadan uğradığı zararın telafisini sağlayacak düzenlemeye yer vermiştir. Ancak belirtmiş olduğumuz bu husus malvarlığına ilişkin suçlar için geçerlidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda birazdan ayrıntılarıyla bahsedeceğimiz üzere, malvarlığına karşı işlenen suçlar da dahil olmak üzere sınırlı sayıda belirtilen suçlar bakımından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.

Etkin pişmanlık düzenlemesinin amacı; suçun bütün unsurlarıyla tamamlanmasından sonra, failin pişmanlık duyarak haksız eylemi ile sebebiyet verdiği zarar ve tehlikeyi en aza indirerek, faile göstermiş olduğu pişmanlık sebebiyle ceza verilmemesini ya da cezasında indirim yapılmasını ifade eden bir kurumdur.

ETKİN PİŞMANLIK UNSURLARI NELERDİR?

1. Etkin pişmanlığın her suçta uygulanması mümkün değildir. Etkin pişmanlık, kanunilik ilkesi gereği sadece 5237 sayılı TCK’da açıkça imkân tanınan suçlarda uygulanabilir.

Sınırlı sayıda belirtilen suçlar şu şekilde sıralanabilir:

   – Organ veya doku ticareti suçu (TCK m. 93),

   – Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (TCK m. 110),

   – Malvarlığına karşı suçlar (Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma,

   – Dolandırıcılık, hileli iflas, taksirli iflas, yağma, karşılıksız yararlanma suçları)

   – İmar kirliliğine neden olma suçu (TCK m. 184/5),

   – Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile kullanmak için uyuşturucu madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçu (TCK m. 192),

   –  Parada sahtecilik suçu ile kıymetli damgada sahtecilik suçu (TCK m. 201),

   – Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (TCK m. 221),

   – Zimmet suçu (TCK m. 248),

   – Rüşvet suçu (TCK m. 254)

   – İftira suçu (TCK m. 269),

   – Yalan tanıklık suçu (TCK m. 274),

   – Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu (TCK m.281/3),

   – Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu (TCK m.282/6),

   – Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu (TCK m. 289/2),

  – Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu (TCK m. 293),

  – İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçu (TCK m.297/4),

  – Suç için anlaşma suçu (TCK m. 316/2).

2. Etkin pişmanlık ancak suçun tamamlanması sonucu uygulanabilecek bir düzenlemedir. Teşebbüs aşamasında kalmış suçlarda etkin pişmanlığın uygulanması mümkün değildir. Etkin pişmanlık düzenlemesinin geleceğe yönelik etkili olması mümkün değildir. Örneğin, failin henüz hazırlık ya da icra aşamasındaki eylemlerine dayanılarak, öngörülen zararı gidermek suretiyle işleyeceği suç için etkin pişmanlıktan yararlanması hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla, suçun hangi anda tamamlanmış sayılacağının belirlenmesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulaması açısından önem arz etmektedir.

3. Fail pişmanlığını bizzat göstermelidir. Failin, işlemiş olduğu suç nedeniyle mağdur da sebebiyet verdiği zararı gidermek için bizzat eylemde bulunması, icrai bir davranış sergilemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, failin duymuş olduğu pişmanlığın, basit bir üzülme şeklinde olması yeterli değildir.

Örneğin örgüt ya da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi devamlılık gösteren suçlarda, failin pasif davranış sergileyerek sürekliliği kesecek eylemlerde bulunması, etkin pişmanlıktan faydalanmak için yeterli değildir. Çünkü 5237 sayılı TCK madde 110 uyarınca, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleyen failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakması gerekir. Aynı şekilde örgüt kapsamında işlenen suçlarda 5237 sayılı TCK madde 221 uyarınca, failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için

“ – Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtması veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasının sağlaması,

– Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi, 

– Herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanması durumunda, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi” gerekmektedir. 

4. Fail suçun tamamlanmasından Sonra pişmanlık göstermelidir. Etkin pişmanlık kurumu çoğu zaman 5237 sayılı TCK madde 36’da düzenlenen Gönüllü Vazgeçmekurumu ile karıştırılmaktadır.

5237 sayılı TCK madde 36 :

“Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Söz konusu düzenleme ile fail, icra hareketlerinin bittiği ancak neticenin meydana gelmediği zaman gönüllü vazgeçme hükümlerinden faydalanmakta iken, etkin pişmanlıktan faydalanmak için suçun tamamlanmış olması gerekmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.12.2015 tarihli  2014/645 Esas ve 2015/498 Karar sayılı kararında;

“Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanıkların gece vakti mağdureyi sesini çıkarmaması için ağzını bağlayıp, direncini kırmak amacıyla yüzüne tokat vurarak kaçırıp önce tarlalardan, ardından ormanın içerisinden dört kilometre uzaklıktaki yayla evlerine götürürken gerçekleştirdikleri eylemleri nedeniyle, sağlık ocağı tabipliğince düzenlenen geçici adli raporda yüzünde tırnak izleri, yüz bölgesinde giysi ile bastırmaya bağlı olarak meydana gelen ekimoz, dirseğinde ve koltuk altı bölgesinde muhtelif genişlikteki ekimotik lezyonlar, sol arka bel bölgesinde sıyrıklar, ensesinde ağrılı hassasiyet, ayak bileği arka tarafı ile diz kapağı ve altında sıyrıklar oluşacak ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı, raporda ayrıca bu konunun, ikinci derece sağlık kurumu tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak bu hususta kesin adli rapor alınmadığı, söz konusu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olup olmadığı ya da kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden birini oluşturup oluşturmayacağı tam olarak ortaya konulmadan, sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespitine imkân bulunmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, itirazın değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün, mağdurenin kesin adli raporu alındıktan sonra sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.”  Şeklinde karar vererek kesin adli raporu alındıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir.

5. Pişmanlık kanunda öngörülen zamanda gösterilmiş olmalıdır. Failin etkin pişmanlıktan yararlanabileceği süreç her suç tipinde farklı olacak şekilde muhakeme evresiyle sınırlanmıştır. Suçun tamamlanmasıyla başlayan etkin pişmanlık süreci, soruşturma evresinden infaza kadar geçen süre arasında hangi aşamada gösterildiyse, failin ceza sorumluluğu üzerinde kanunda belirtilen sınırlar dahilinde etkili olacaktır.

Her ne kadar kanun koyucu etkin pişmanlığın kabul edilebileceği zaman dilimini sınırlandırmış ise de istisnası “İmar Kirliliği” başlıklı TCK madde 184/5’te düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan veya yaptırılan bina, imar planına ve ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde, kamu davasının açılmayacağı, açılmış olan kamu davasının düşeceği, mahkûm olunan cezanın ise bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağını belirtmiştir.

Etkin pişmanlıktan faydalanma, bazı suçlar açısından ise ön şarta bağlanmıştır. Örneğin “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçunda failin etkin pişmanlıktan faydalanabilmesi için mağdurun şahsına yönelik bir zararın gerçekleşmemesi gerekmektedir. Örneğin, TCK madde 109/6’da, suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, failin ayrıca kasten yaralama suçundan cezalandırılacağı belirtilmiştir. Ancak mağdur basit nitelikte yaralansa da etkin pişmanlıktan faydalanamaz. Çünkü basit yaralama olsa dahi mağdurun şahsına yönelik saldırı söz konusudur.

Para ve kıymetli damgada sahtecilik suçlarına ilişkin TCK madde 201’de düzenlenen “Etkin Pişmanlık” başlıklı düzenlemede; Sahte olarak para veya kıymetli damga üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul eden kişi, bu para veya kıymetli damgaları tedavüle koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce yetkili mercilere haber vermesi durumunda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceği açık bir şekilde belirtilmiştir.

Örgüt suçlarında ise, failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için, failin örgütün amacı doğrultusunda suç işlememiş olması ya da örgüt faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iştirak etmemiş olma şartı getirilmiştir.

    -Soruşturmanın Başlamasından Önce/Sonra Etkin Pişmanlığın Uygulanması ;

Ceza soruşturmasının başlayıp başlamaması,  etkin pişmanlık hükümlerinin failin cezai sorumluluğu üzerindeki etkisi açısından önem arz etmektedir.

Özellikle; TCK madde 252’ de düzenlenen rüşvet suçuna ilişkin TCK madde 254’de düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinde  “durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce” ifadesi geçmektedir. Resmi makamlar suçu “ muhbirleri” vasıtasıyla öğrenmişlerse ve muhbirler kamu görevlisi ise suç resmi makamlar tarafından öğrenilmiş kabul edilerek soruşturma aşaması başlayacaktır.

Rüşvet suçunda ise, kamu görevlisi hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilmesi için idari soruşturmanın dahi başlamamış olması gerekmektedir. Çünkü idari soruşturmanın başlaması için yetkili mercilerin suçu öğrenmiş olması gerekmektedir.

Yargıtay’ın bu konudaki istikrarlı uygulaması, failin iade veya tazmini idari soruşturma aşamasında gerçekleştirdiği hâllerde cezasından, TCK 248/1 uyarınca soruşturma öncesi aşamaya göre indirim yapılması gerektiği yönündedir.

    – Kovuşturmanın Başlamasından Önce/Sonra Etkin Pişmanlığın Uygulanması ;

Failin sebebiyet vermiş olduğu maddi zararı tazmin ederek etkin pişmanlıktan yararlanılabileceği hâllerde, failin maddi zararın bir kısmını kamu davası açılmasından önce, kalan kısmını ise kovuşturma aşamasında yapması durumunda, failin hangi aşamaya ilişkin etkin pişmanlık indiriminden yararlanacağının tespiti önem arz etmektedir.

Şayet, mağdur soruşturma aşamasında fail tarafından gerçekleştirilen kısmi iade üzerine, failin etkin pişmanlıktan yararlanmasına rıza gösterirse TCK madde 168/4 uyarınca “Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.”  fail kovuşturma aşaması öncesi  uygulanması gereken etkin pişmanlık indiriminden yararlanır.

Özetle, etkin pişmanlık hükümleri kanunda sınırlı sayıda belirtilen suçlar için uygulanmaktadır. Failin pişmanlık iradesini göstermiş olduğu süre ise failin cezasını doğrudan etkileyerek cezasızlık ya da cezasında indirime neden olmaktadır.

Benzer Yazılar

Yorum Yaz

error: Bu içerik koruma altındadır.
WeCreativez WhatsApp Support
Bilgilendirme: Avukatımız tarafından hukuki danışmanlık hizmeti verilmesi durumunda, yapılan görüşmeler Avukatlık Kanununun 164. maddesi gereği danışmanlık ücretine tabidir.
👋 Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?