Uyuşturucu kullanmak için uyuşturucunun satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması ile birlikte uyuşturucu kullanılması da bir çok ülke ceza kanununda olduğu gibi TCK 191. maddede de ceza ile karşılanması gereken bir suç olarak kabul edilmektedir.
5237 sayılı TCK 191 maddesinde yer alan, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” suçu, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 68.maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni düzenlemede en dikkate değer husus, yeni getirilen düzenlemenin madde başlığında kendisini göstermektedir. Çünkü, madde başlığı; “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” şeklinde ifade edilmektedir. Buna göre, yeni düzenlemenin en önemli özelliği, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmanın da açıkça suç sayılan bir fiil haline getirilmiş olmasıdır.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun mağduru, tüm uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarında olduğu gibi TOPLUMDUR.
Afyon, esrar, kokain, eroin gibi doğal biçimdeki maddeler daha çok uyuşturucu (narkotik); buna karşın, uyarıcı etki doğuran ve çoğunlukla yapay surette elde edilen ilaç ve sentetik maddeler ise genellikle, uyarıcı olarak anılmaktadır.
TCK 191. MADDE SUÇU OLUŞTURAN FİİL
TCK’nın 191 inci madde metninde, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak biçiminde gösterilmektedir.
Bu hareketlerden birinin gerçekleştirilmiş olması, suçun hareket unsurunun gerçekleştiğinin kabulü bakımından yeterlidir. Bu nedenle, suçun seçimlik hareketli bir suç olduğu söylenebilir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Maddenin Kullanılmaya Elverişli Olması Gerekmektedir.
Failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığını ifade etmesi, tek başına mahkûmiyeti için yeterli olmayıp, kullandığını ifade ettiği maddenin ele geçirilmiş̧ olması ve bu hususta belirtildiği bicimde (kullanılan maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığı hususunda) bir rapor alınması gerekir. Aksi takdirde, failin bu husustaki ikrarı mahkûmiyeti için tek başına yeterli görülmez.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınmasında, kullanmak için satın alan bakımından eylem TCK 191’de gösterilen suçu oluşturduğu halde, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satan kimse bakımından ise eylem TCK 188‘de gösterilen uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçunu oluşturacaktır.
TCK m.191’de tanımlanan suçun söz konusu olabilmesi için, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin yalnızca kullanmak için satın alınması gerekmektedir. Failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kendi kullanımı dışındaki bir amaç için satın alması durumunda, esas itibariyle bu suç değil, TCK m.188 yer alan ticari amaç ile uyuşturucu madde satın alınması suçu gerçekleşmiş olacaktır.
ZİNCİRLEME SUÇ
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu bakımından, kullanmak için bir çok kez uyuşturucu alınması, kabul edilmesi veya bir çok yerde ayrı ayrı bulundurulması durumlarında, eylemin hukuki anlamdaki tekliği göz ardı edilemez.Aynı şekilde, failin uyuşturucu veya uyarıcıyı bir kez kullanması ile bir çok kez kullanması arasında fark yoktur. Tüm bu kullanma eylemlerinin bir tek hukuki fiil olarak değerlendirilmesi ve failin bir tek suçu için cezalandırılması söz konusu olmalıdır.
GÖNÜLLÜ VAZGEÇME
Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçer ise teşebbüsten dolayı da cezalandırılmayacaktır (TCK m.36/1). Örneğin, uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak için satıcı olan kişiye parayı verdiği halde, maddeyi almaktan kendi serbest iradesi ile vazgeçen kimseye, gönüllü vazgeçme (TCK m36/1) gereğince, ceza verilemez. Buna karşın, polisin evine geldiğini gören ve yakalanmaktan kurtulmak için, elindeki uyuşturucuyu, evinin klozetine döken bir kimsenin, gönüllü vazgeçmeden istifade ettirilmesi mümkün değildir.
SUÇUN İŞLENDİĞİ YER AĞIRLAŞTIRICI NEDEN OLABİLİR
Uyuşturucu veya uyarıcı satın alma, kabul etme, bulundurma veya kullanma suçunun; Okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Suçluların Yakalanmasını Sağlamak (TCK m.192/2) ve Failin Tedaviyi Kendiliğinden Talep Etmesi (TCK m.192/4) gibi durumlarda faile ceza verilmesi mümkün değildir.
KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ
Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan dolayı başlatılan soruşturma sonunda, suçun işlendiği kanaatine ulaşılması üzerine, şüpheli hakkında, 04.12.2004 tarih ve 5271 sayılı CMK’nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, Cumhuriyet savcısı tarafından, beş yıl süreyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine kararı verilmesi gerekir.
TCK 191/3’e göre, hakkında beş̧ yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilen kişi hakkında, bu erteleme süresi içinde, en az bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacaktır.
TCK 191/3’e göre; “Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde, denetimli serbestlik tedbiri süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
SUÇUN YAPTIRIMI
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun yaptırımı TCK 191/1’de “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak gösterilmektedir.
Suç için verilecek olan ceza miktarı dikkate alınacak olursa, verilecek cezanın 2 yıl veya daha az olması durumunda TCK m.51 gereğince tecil edilmesi veya sonuç cezanın 1 yıl veya daha az süreli olarak kalması durumunda ise cezanın TCK m.50 gereğince adli para cezası veya maddede yazılı diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi mümkündür.
ZAMANAŞIMI
Suç için belirlenen azami 5 yıl hapis cezası dikkate alındığında, TCK m.66 hükmü gereğince suçun 8 yıllık suç zamanaşımına tabi olduğu söylenmelidir.