T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2018/1179- K. 2020/1987
İncelenen dosya kapsamında;
10.02.2016 tarihinde kesici aletle yaralama olayı olduğu ihbarı gelmesi üzerine, olay yerine intikal eden kolluk görevlilerine; mağdur …’ın, oğlu olan sanık … tarafından bıçak göstermek suretiyle tehdit edildiğini söylediği, aynı gün alınan kolluk ifadesinde oğluna ait bıçağı saklaması nedeniyle sanığın kendisini balta ile kovaladığını belirttiği, mağdurun kolluk tarafından alınan 03.04.2016 tarihli ek ifadesinde ise sanığın kendisinden zorla para istemesi nedeniyle 20 TL ve 50 TL verdiğini, iki ay kadar öncesinde de bıçak çekerek para almaya çalıştığını belirttiği, bu kapsamda ifadelerine başvurulan …’ın 03.04.2016 tarihli kolluk beyanında 10 Şubattan bir ay öncesinde sanığın babasından zorla 20 TL aldığını, daha sonraları da babasına bıçak çekerek 50 TL aldığını, …’ın 05.04.2016 tarihli kolluk bayanında 10 şubattan bir ay öncesinde sanığın babasına bıçak çekerek zorla iki defa para aldığını belirtmesi nedeniyle;
Sanık … hakkında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13.04.2016 gün ve 2016/152 Sayılı iddianame numarası ile; suç tarihinden bir ay öncesinde müştekiden zorla 20 TL aldığı, sonrasında da müştekiye bıçak gösterip üzerine yürüyerek 50 TL aldığı, suç tarihinde de evinde bulunan bıçağını bulamaması üzerine müştekiyi balta ile kovaladığı eylemleri ile ilgili olarak 5237 Sayılı TCK’nin 106/2-a, 54, 149/1-d, 149/1-a, d, 6136 Sayılı yasanın 15/1. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı,
Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/127 esasına kayden yapılan yargılamasının 16.06.2016 tarihli oturumunda; mağdurun, oğlu olan sanık tarafından birkaç defa para istediğini ancak bıçak çekme ve zorlamanın olmadığını, tanık …’ın en son şubat ayındaki olayda sanığın bıçak çekerek üzerine yürümesi nedeniyle babasının 50 TL para verdiğini, 10 şubattan bir ay önceki olayın ise zorla olmadığını, tanık …’ın zorla para isteme olayının en son şubat ayında olduğunu, öncesine şahit olmadığını beyan ettikleri,
Sanığın ise her aşamada suçlamaları kabul etmediği anlaşılmıştır.
Tehdit suçunun, 5237 Sayılı Kanun’un 106. maddesinde;
( 1 )-Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
( 2 )-Tehdidin;
a- ) Silahla,
b- ) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c- ) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d- ) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
( 3 )-Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.” şeklinde düzenlendiği; kasten yaralama suçunun 5237 Sayılı Yasa’nın 86. maddesinde ‘’ ( 1 ) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
( 2 )- ( Ek fıkra: 31/3/2005-5328/4 md. ) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
( 3 )-Kasten yaralama suçunun;
a- ) Üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı,
b- ) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c- ) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d- ) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e- ) Silahla,
f- ) ( Ek:14/4/2020-7242/11 md. ) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, ( f ) bendi bakımından ise bir kat artırılır şeklinde düzenlenmiştir.
Yağma suçu ise bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücuduna veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malın alınması veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması olup, tehditin buna elverişli nitelikli olması gereklidir. 5237 Sayılı TCK’nin 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
Suçun mağduru; aleyhine suç işlenen kimse yani suçun kurbanı ve doğrudan zarar görendir. Bu nedenle olayı yetkili mercilere intikal ettirebileceği gibi kamu davasında taraf olma hakkına da sahiptir.
Maddi gerçeği aramada en çok güvenilen mahkemelere verilmiştir. Bu durumda yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Olay ise deliller ile öğrenilebilinir. Deliller objektif bakımdan ihtimaldir. İhtimal belli dereceye gelince kanaat ( kanı ) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta belirlilik ortaya çıkar. Diğer bir ifade ile şüphenin yenilmesi ile belirliliğe ulaşılır. Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Buna ulaştıracak araç ise delillerdir. Bütün isnat araçları delildir ve soyut olarak da eşdeğerdir. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için eylemin olup olmadığı kanıtların yorumu ile saptanır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığı ve sonuca ulaştığını gerekçede açıklar. Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizi ise; iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu ve sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm ve bunun yorumu ile ulaşılan sonuçla hüküm şeklinde olmalıdır.
Ceza davasında, sanığın bir ve/veya birkaç olayda mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından ortada bir şüphe varsa, bu da mutlak sanık yararına değerlendirilmelidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;
Sanığın 10.02.2016 günü babası mağdur tarafından saklanan bıçağını geri vermesini isteyip aldığı olumsuz yanıt üzerine balta ile kovaladığı iddiasının her aşamada mağdur anlatımı, tanıklar ve diğer deliller ile doğrulandığı; 10.02.2016 tarihinden önceki olaylar ile ilgili beraat kararı verildiği dikkate alındığında, sanığın mağdurdan zorla 50 TL alma şeklinde tamamlanan yağma suçunu işlediğini kabule esas alınan şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, yerinde ve yeterli olmayan, iddia ile ortaya konulan genel geçişli ifadelere yer verilerek tamamlanmış yağma suçundan hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise; karar başlığında, şikayetçi olmayan ve davaya katılmak istemeyen mağdurun sıfatının müşteki olarak yazılması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.